Yılmaz Onay'dan Şinasi ve Akün Sahneleri için mücadele çağrısı

Ankara'nın en büyük ve tarihi sahnelerinden Şinasi ve Akün sahnelerinin de bulunduğu binanın satışa çıkarılması üzerine, tiyatro yönetmeni Yılmaz Onay'dan, tüm sanatçıları ve duyarlı yurttaşları mücadeleye davet eden bir çağrı geldi.

Ankara'daki Şinasi ve Akün Sahneleri'nin 5 Şubat'ta gerçekleştirilecek ihale ile satılmak istenmesine karşı tepkiler büyüyerek artıyor. Usta tiyatro yönetmeni Yılmaz Onay da, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, tüm tiyatro sanatçılarını, tiyatro severleri ve duyarlı yurttaşları Şinasi ve Akün Sahneleri'nin satılmasına karşı mücadele etmeye çağırdı.

Yılmaz Onay'ın çağrısı aşağıdaki gibi:

Sevgili dostlar, sevgili tiyatrocular, sevgili tiyatroseverler, tüm sevgili yurttaşlar, dert ortağımız olarak sizlere sesleniyoruz: Kırk yıla yakındır içinde sizlerle birlikte sanatı yaşadığımız Şinasi ve Akün sahnelerimiz de, duyduk ki tiyatro-bilmez eller tarafından haraç mezat satışa çıkarılacak. O eller ki, neredeyse ekonomi diye tek bildikleri, ne var ne yok satıp, aslan payını kendilerine ve yandaşlara ayırdıktan sonra kalanla da karanlık partilerine oy veren “millet”e sadaka dağıtmaktır. Evet, esasen onlara göre millet, yalnızca kendilerine oy veren kesimden ibarettir. Yurt ise, açıkça söyleyebildikleri gibi: Pazarlanacak değerlerden meydana gelir.

Şimdi de bizim en önemli değerimizi, evlerimizi satacaklar. Evet, çünkü sahneler, tiyatro binaları, yalnız tiyatrocuların değil, tüm sanatçıların ve tüm seyircilerin, kutsallık derecesinde değer verip üstüne titredikleri öz evleridir. Peki, dünyaca ünlü müzisyenimiz, İranlı bir şairin dörtlüğünü andı diye ortalığı birbirine katıp, mukaddesatıma dokundu savıyla yaygara koparan bu kafalar, bizler için mukaddesat derecesindeki değerleri, sanatımızın düpedüz evlerini elimizden koparıp satarken bize niçin sormazlar bile? Çünkü bizler, onların gözünde milletten bile değiliz. Çünkü seçimde kendi koydukları baraj sayesinde çoğunluğu elde ettikleri için, millet bizi seçti, ne yaparsak yapalım bizi destekler, diyerek pervasızca ve küstahça Ali kıran baş kesen oynayabiliyorlar. Hayır efendim!

Biliniz ki, bir daha barajlarınızla ve tüm çirkin oyunlarınızla bile aynı oyları artık alamayacağınız bir yana, geçmişte de bu millet sizi seçmedi. Yalnızca geçerli oyların yüzde 49 küsuru size verilmişti. Bunların sayısı ise 24 milyon dörtyüzbinden azdı. Bir daha rüyanızda bile göremeyeceğiniz için korkusu şimdiden içinizi saran bu oy rakamının bile yetmiş milyon denen nüfusumuza oranı ancak yüzde yirmisekiz oluyor beyler, yani üç kişiden biri bile siz oy vermiş değilken ne hakla bütün vandallıklarınız için “millet böyle istiyor” diye konuşursunuz? Üstelik bir de tutturmuşsunuz, size karşı sanatı savunan biz sanatçılar ve sanatseverler halka tepeden bakan seçkin kesim anlamında “elit”mişiz de, sizler avam’mışsınız, yani, siz ve size oy verenler halkın kendisi oluyormuşunuz!

Dostlar, allahaşkınıza söyleyin, halkından böylesine korktuğu için olsa gerek bu kadar kalabalık koruma ordusu ile dolaşabilen iktidar politikacısı nasıl halktan oluyor da, çoğunuz yayan yapıldak gün boyu taban tepmek zorunda kalan, haydi haydi dolmuşa otobüse binebilen, ayın sonunu zor getirebilen siz genç tiyatrocular, binleri bulan kitlelerin önüne turnelerde oyunları ve şarkıları ile çıkabilmek için polis zorunu göze alan siz yiğit sanatçılar, oyun seyredebilmek için can atan ama bilet parasını göğüsleyemeyen siz tiyatrosever seyirciler nasıl oluyor da halka, yani kendi kendinize tepeden bakıyormuşsunuz? Onlara oy verenlerin çoğunluk ayakları yere değmezken sizlerin onda birinizin arabası var mıdır acaba, söyleyin lütfen?

Sonuç olarak, ben, bu güzelim sahnenin adı Çağdaş Sahne iken yüzde altmışa ulaşmış işçi seyirci ve sanatını tüm varlığıyla onlara adamış sevgili tiyatrocularla birlikte hayatı bu sahnede geçmiş, bu sahnede Nazım Hikmet’in ölümünü ilk kez onun şiirlerinden yapılan şarkılarla anarak onun nasıl ulusal bir şairimiz olduğunu göstermenin onuruna erişmiş, onun oyunu “Yusuf İle Menofis”in güzelliğini sahnede bizzat kanıtlamanın mutluluğunu tatmış bir ihtiyar olarak, eğer bu sahneye en ufak bir şey olursa hakkımı helal etmeyeceğimi söylüyorum ve bu sahnelerin bulunduğu binayı ucuza kapatarak büyük rant sağlayacağını düşünen yandaşlara da, bu kadar vebal ile buranın pek uğur getirmeyeceğine inandığımı belirtmek istiyorum.

Ortak derdimiz için gecikmeden bir şeyler yapmanın vaktidir dostlar! Sağolun, varolun!

Yazan : soL - Haber Merkezi

Tarih : 31.01.2013
Yazı kaynak linki: https://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/yilmaz-onaydan-sinasi-ve-akun-sahneleri-icin-mucadele-cagrisi-haberi-67302

Bu yazıyı PDF formatında okumak için tıklayınız.

 

Ana Sayfa       Yaşamı       Yapıtları       Yazıları / Söyleşileri       İşçi Kültür       Hakkında Yazılanlar / Anılar       Galeri       İletişim